Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yusuf Türk, 45 yaş altı kadınlarda meme kanseri ile birlikte en sık görülen kanser türü olan ve önlenmesi mümkün olan rahim ağzı kanseri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Her yıl Ocak ayının 'Rahim ağzı kanseri farkındalık ayı' olarak belirlendiğini ve özellikle bu ay içerisinde konuyla alakalı bilgilendirmelerde bulunulması gerektiğini belirten Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yusuf Türk, kanserin erken teşhisinde yüzde 100 tedavi edilebilir olduğunu söyledi. Türk, "Rahim ağzı kanseri, dünyada kadınlarda üçüncü sıklıkta görülürken ülkemizde ise dokuzuncu sıradadır. 45 yaş altı kadınlarda ise meme kanseri ile birlikte en sık görülen kanser türüdür. Rahim ağzı kanseri nedeni tamamen bilinen ve önlenmesi mümkün olan bir kanser türüdür" dedi.
Önlenebilir bir kanserdir
Op. Dr. Yusuf Türk rahim ağzı kanserine yol açan temel etkenin Human Papilloma Virus (HPV) olduğunun bilindiğini belirterek, "HPV'nin 100 farklı tipi olmasına rağmen en sık kanserle ilişkili olanları tip16 ve 18'dir. Ancak bu HPV virüsü taşıyıcılarının hepsinin kanser olacağı anlamına gelmemektedir. 'Rahim Ağzı Kanseri' erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanlarda, birden fazla cinsel partneri olanlarda, sigara içenlerde, doğum sayısı yüksek olanlarda ve düşük sosyoekonomik düzeydeki kadınlarda daha sık görülür. Sayılan bu faktörlerin hepsi Human Papilloma virüs (HPV) ile enfekte olma riskini artıran veya bu virüsün rahim ağzında kansere doğru gidebilecek değişiklikleri başlatmasına yardımcı olan etkenlerdir. Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir. Kadınlardan düzenli tarama programları ile 1-3 yılda bir rahim ağzından akıntı örneği alınarak (daha kanser olmadan) anormal hücrelerin saptanması ve tedavi edilmesi ile kanser gelişmesi önlenebilir. HPV'nin tespiti, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret ederek kanser teşhisini kolaylaştırmaktadır. Günümüzde rahim ağzı kanserini önlemeye veya erken bulmaya yardımcı olmak üzere geliştirilmiş iki tarama testi yaygın şekilde kullanılmaktadır. 1'incisi Pap testi (veya Pap smear), uygun şekilde tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olan prekanseröz durumları (rahim ağzındaki hücre değişiklikleri) arama esasına dayanır. 2'ncisi HPV testi ise bu hücresel değişikliklere neden olabilecek virüsün (insan papilloma virüsü) rahim ağzı hücrelerinde tespiti esasına dayanan bir testtir. Her iki test de son derece basit ve ağrısız işlemler olup aynı anda yapılabilmektedir. Rahim ağzı kanseri Dünya sağlık Örgütü (DSÖ tarafından) "önlenebilen bir ölüm nedeni" olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle önlenebilir bir kanser olma özelliğini taşıyan bu hastalık için tüm dünyada tarama yapılması ve her ülkenin kendi kontrol politikasını oluşturması önerilmektedir. Ülkemizde uygulanan ulusal kanser tarama programı uyarınca, tarama standartlarımız doğrultusunda 30-65 yaş aralığındaki kadınlara her 5 yılda bir HPV ve Pap Testi uygulanmaktadır" diye konuştu.
Rahim ağzı kanseri belirtileri
Rahim ağzı kanserinin öncü lezyonlarının herhangi bir belirtisinin olmadığını söyleyen Op. Dr. Türk, "Bu nedenle düzenli aralıklarla kontrol önem kazanmaktadır. Kanser oluştuktan sonra bile uzun süre belirti vermeyebilir. En sıklıkla görülen belirti et suyu tarzında akıntıdır. Diğer belirtiler ise düzensiz, adet dışı veya cinsel ilişkiden sonra olan anormal vajinal kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı, halsizlik, iştah kaybı, kilo kaybı, tek bir bacakta şişkinliktir. Ancak bunlar hastalık iyice ilerledikten sonra görülür" şeklinde konuştu.
Rahim ağzı kanserinden korunmak mümkün
Op. Dr. Yusuf Türk, "Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70'inden fazlasının nedeni olan HPV16 ve HPV18'e karşı etkili aşılar uzun süredir kullanılmaktadır. Rahim ağzı kanseri dünyada pek çok ülkede ulusal aşılama programında yer almaktadır. Türkiye'de ise ulusal aşılama programında yer almamasına rağmen isteğe bağlı olarak uygulanmaktadır. aşı ideal olarak 11-14 yaşlar arasında ve 2 doz olarak yapılır. 14 yaşından sonra ise 3 doz olarak uygulanmalıdır. Her yaşta uygulanabilir. Ancak ilk cinsel deneyimden önce yapılması daha uygun olacaktır. Herhangi bir yan etkisi yoktur ve öncesinde herhangi bir ön teste gerek yoktur. 30 yaşından itibaren tarama testlerini düzenli bir şekilde yaptırmak, güvenli cinsel ilişki konusunda eğitim almak, cinsel aktivite sırasında prezervatif (kondom) kullanmakta rahim ağzı kanserini önlemede etkin yöntemlerdir. Sigara kullanmamak ve sağlıklı beslenmek de rahim ağzı kanserinden korunmada etkili diğer yöntemlerdir. Rahim ağzı kanserinin tedavisinde temelde bulunan birkaç faktör etkili olmaktadır. Bu faktörler kanserin bulunduğu bölge, metastaz durumu, tümörün boyutu, hastanın yaşı ve ek hastalıklarıdır. Tedavi yöntemleri olarak cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi bulunmakta ve bunların kombinasyonları uygulanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Her yıl Ocak ayının 'Rahim ağzı kanseri farkındalık ayı' olarak belirlendiğini ve özellikle bu ay içerisinde konuyla alakalı bilgilendirmelerde bulunulması gerektiğini belirten Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yusuf Türk, kanserin erken teşhisinde yüzde 100 tedavi edilebilir olduğunu söyledi. Türk, "Rahim ağzı kanseri, dünyada kadınlarda üçüncü sıklıkta görülürken ülkemizde ise dokuzuncu sıradadır. 45 yaş altı kadınlarda ise meme kanseri ile birlikte en sık görülen kanser türüdür. Rahim ağzı kanseri nedeni tamamen bilinen ve önlenmesi mümkün olan bir kanser türüdür" dedi.
Önlenebilir bir kanserdir
Op. Dr. Yusuf Türk rahim ağzı kanserine yol açan temel etkenin Human Papilloma Virus (HPV) olduğunun bilindiğini belirterek, "HPV'nin 100 farklı tipi olmasına rağmen en sık kanserle ilişkili olanları tip16 ve 18'dir. Ancak bu HPV virüsü taşıyıcılarının hepsinin kanser olacağı anlamına gelmemektedir. 'Rahim Ağzı Kanseri' erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanlarda, birden fazla cinsel partneri olanlarda, sigara içenlerde, doğum sayısı yüksek olanlarda ve düşük sosyoekonomik düzeydeki kadınlarda daha sık görülür. Sayılan bu faktörlerin hepsi Human Papilloma virüs (HPV) ile enfekte olma riskini artıran veya bu virüsün rahim ağzında kansere doğru gidebilecek değişiklikleri başlatmasına yardımcı olan etkenlerdir. Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir. Kadınlardan düzenli tarama programları ile 1-3 yılda bir rahim ağzından akıntı örneği alınarak (daha kanser olmadan) anormal hücrelerin saptanması ve tedavi edilmesi ile kanser gelişmesi önlenebilir. HPV'nin tespiti, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret ederek kanser teşhisini kolaylaştırmaktadır. Günümüzde rahim ağzı kanserini önlemeye veya erken bulmaya yardımcı olmak üzere geliştirilmiş iki tarama testi yaygın şekilde kullanılmaktadır. 1'incisi Pap testi (veya Pap smear), uygun şekilde tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olan prekanseröz durumları (rahim ağzındaki hücre değişiklikleri) arama esasına dayanır. 2'ncisi HPV testi ise bu hücresel değişikliklere neden olabilecek virüsün (insan papilloma virüsü) rahim ağzı hücrelerinde tespiti esasına dayanan bir testtir. Her iki test de son derece basit ve ağrısız işlemler olup aynı anda yapılabilmektedir. Rahim ağzı kanseri Dünya sağlık Örgütü (DSÖ tarafından) "önlenebilen bir ölüm nedeni" olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle önlenebilir bir kanser olma özelliğini taşıyan bu hastalık için tüm dünyada tarama yapılması ve her ülkenin kendi kontrol politikasını oluşturması önerilmektedir. Ülkemizde uygulanan ulusal kanser tarama programı uyarınca, tarama standartlarımız doğrultusunda 30-65 yaş aralığındaki kadınlara her 5 yılda bir HPV ve Pap Testi uygulanmaktadır" diye konuştu.
Rahim ağzı kanseri belirtileri
Rahim ağzı kanserinin öncü lezyonlarının herhangi bir belirtisinin olmadığını söyleyen Op. Dr. Türk, "Bu nedenle düzenli aralıklarla kontrol önem kazanmaktadır. Kanser oluştuktan sonra bile uzun süre belirti vermeyebilir. En sıklıkla görülen belirti et suyu tarzında akıntıdır. Diğer belirtiler ise düzensiz, adet dışı veya cinsel ilişkiden sonra olan anormal vajinal kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı, halsizlik, iştah kaybı, kilo kaybı, tek bir bacakta şişkinliktir. Ancak bunlar hastalık iyice ilerledikten sonra görülür" şeklinde konuştu.
Rahim ağzı kanserinden korunmak mümkün
Op. Dr. Yusuf Türk, "Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70'inden fazlasının nedeni olan HPV16 ve HPV18'e karşı etkili aşılar uzun süredir kullanılmaktadır. Rahim ağzı kanseri dünyada pek çok ülkede ulusal aşılama programında yer almaktadır. Türkiye'de ise ulusal aşılama programında yer almamasına rağmen isteğe bağlı olarak uygulanmaktadır. aşı ideal olarak 11-14 yaşlar arasında ve 2 doz olarak yapılır. 14 yaşından sonra ise 3 doz olarak uygulanmalıdır. Her yaşta uygulanabilir. Ancak ilk cinsel deneyimden önce yapılması daha uygun olacaktır. Herhangi bir yan etkisi yoktur ve öncesinde herhangi bir ön teste gerek yoktur. 30 yaşından itibaren tarama testlerini düzenli bir şekilde yaptırmak, güvenli cinsel ilişki konusunda eğitim almak, cinsel aktivite sırasında prezervatif (kondom) kullanmakta rahim ağzı kanserini önlemede etkin yöntemlerdir. Sigara kullanmamak ve sağlıklı beslenmek de rahim ağzı kanserinden korunmada etkili diğer yöntemlerdir. Rahim ağzı kanserinin tedavisinde temelde bulunan birkaç faktör etkili olmaktadır. Bu faktörler kanserin bulunduğu bölge, metastaz durumu, tümörün boyutu, hastanın yaşı ve ek hastalıklarıdır. Tedavi yöntemleri olarak cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi bulunmakta ve bunların kombinasyonları uygulanmaktadır" ifadelerini kullandı.