Sağlık Bakanlığı Toplum Sağlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, kardeşlerinin Kanlı Noel'de katledilişini anlatırken duygu dolu anlar yaşadı.
Gazi Üniversitesi ve üniversitenin Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından dün düzenlenen "Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi'nin Kahramanları" adlı anma programı duygu dolu anlara şahitlik etti. Rektörlüğün Mimar Kemaleddin Salonu'nda gerçekleşen programda 'Vatan Uğruna 4 Şehit' konulu bir sunum yapan Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 24 Aralık 1963 gecesi EOKA olarak bilinen Rum çetesinin düzenlediği 'Kanlı Noel' saldırısında Murat, Hakan ve Kutsi adlı kardeşlerinin ve babasının eski eşi Mürüvvet hanımın nasıl şehit edildiğini anlattı.
"Evdekiler şehit olduğunda babamın tek söylediği cümle var, 'Vatan sağ olsun'"
Çatışmalar başladığı zaman babasının evinin Lefkoşa'da güvenli bölgede olduğunu, çocuklarının evde güvende olacağını düşünerek çatışma alanına gittiğini anlatan İlhan, evde sadece kendilerinin olmadığını, komşularının da olduğunu belirterek, "İlkokulu revir haline getirip hem Türk askerlerine hem Rumlara sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor. 21-23 Aralık akşamında olan olaylarda sadece bizim evimizde değil, Kıbrıs'ta da toplamda 364 vatandaşımız şehit oldu. Burada bir Türk subayı oturuyor diye adres gösteriyorlar. EOKA'cı katillerle birlikte ilk girdikleri ev maalesef bizim evimiz. Eve girdikleri zaman acımasızca her yeri tarayarak içeri geçiyorlar. Mürüvvet anne, Murat Kutsi ve Hakan banyoya gizleniyorlar ve orada acımasızca kurşunların hedefi oluyorlar. Olaydan maalesef birkaç gün sonra babamın haberi oluyor. Kendisi oranın sivil bölge olduğunu, çatışma olmayacağını düşünüyor açıkçası. Büyükelçimiz, 'Binbaşım hepsi şehit oldu' diyor. Babamın tek söylediği cümle var, 'Vatan sağ olsun" dedi.
"3 şehidin babası aslında tüm yetimlerin babası haline geliyor"
Olaydan sonra Kıbrıs'a iki uçak gönderildiğini, birisine şehit kardeşleri ve babasının, diğerine gazilerin bindiğini söyleyen İlhan, "Daha sonra babam İstanbul'a dönmüyor, Elazığ'da çalışma hayatına devam ediyor. 1964'ten 1977'ye kadar 8 binden fazla ameliyat yapıyor. Hem askerlere hem de memleketine faydalı bir insan olmaya
çalışıyor. Aynı zamanda bölgede meydana gelen depremlerde de bölge çadır hastanelerinde başhekimlik yaparak bölge halkına da hizmet vererek çalışmalarına devam ediyor. Emekli olduktan sonra Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü görevi nasip oluyor. Böylece 3 şehidin babası aslında tüm yetimlerin babası haline geliyor" diye konuştu.
Programda Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tatar'a biniş giydirilerek, 'Gazi Üniversitesi Fahri Doktora Belgesi' takdim edildi.
Katliamın yapıldığı Lefkoşa'daki ev müzeleştirilerek, 'Barbarlık Müzesi' ismiyle 1 Ocak 1996 tarihinde ziyaretçilerin hizmetine açıldı. Müze şu an ise tadilatta olup birkaç ay içerisinde açılacak.
Gazi Üniversitesi ve üniversitenin Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından dün düzenlenen "Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi'nin Kahramanları" adlı anma programı duygu dolu anlara şahitlik etti. Rektörlüğün Mimar Kemaleddin Salonu'nda gerçekleşen programda 'Vatan Uğruna 4 Şehit' konulu bir sunum yapan Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 24 Aralık 1963 gecesi EOKA olarak bilinen Rum çetesinin düzenlediği 'Kanlı Noel' saldırısında Murat, Hakan ve Kutsi adlı kardeşlerinin ve babasının eski eşi Mürüvvet hanımın nasıl şehit edildiğini anlattı.
"Evdekiler şehit olduğunda babamın tek söylediği cümle var, 'Vatan sağ olsun'"
Çatışmalar başladığı zaman babasının evinin Lefkoşa'da güvenli bölgede olduğunu, çocuklarının evde güvende olacağını düşünerek çatışma alanına gittiğini anlatan İlhan, evde sadece kendilerinin olmadığını, komşularının da olduğunu belirterek, "İlkokulu revir haline getirip hem Türk askerlerine hem Rumlara sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor. 21-23 Aralık akşamında olan olaylarda sadece bizim evimizde değil, Kıbrıs'ta da toplamda 364 vatandaşımız şehit oldu. Burada bir Türk subayı oturuyor diye adres gösteriyorlar. EOKA'cı katillerle birlikte ilk girdikleri ev maalesef bizim evimiz. Eve girdikleri zaman acımasızca her yeri tarayarak içeri geçiyorlar. Mürüvvet anne, Murat Kutsi ve Hakan banyoya gizleniyorlar ve orada acımasızca kurşunların hedefi oluyorlar. Olaydan maalesef birkaç gün sonra babamın haberi oluyor. Kendisi oranın sivil bölge olduğunu, çatışma olmayacağını düşünüyor açıkçası. Büyükelçimiz, 'Binbaşım hepsi şehit oldu' diyor. Babamın tek söylediği cümle var, 'Vatan sağ olsun" dedi.
"3 şehidin babası aslında tüm yetimlerin babası haline geliyor"
Olaydan sonra Kıbrıs'a iki uçak gönderildiğini, birisine şehit kardeşleri ve babasının, diğerine gazilerin bindiğini söyleyen İlhan, "Daha sonra babam İstanbul'a dönmüyor, Elazığ'da çalışma hayatına devam ediyor. 1964'ten 1977'ye kadar 8 binden fazla ameliyat yapıyor. Hem askerlere hem de memleketine faydalı bir insan olmaya
çalışıyor. Aynı zamanda bölgede meydana gelen depremlerde de bölge çadır hastanelerinde başhekimlik yaparak bölge halkına da hizmet vererek çalışmalarına devam ediyor. Emekli olduktan sonra Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü görevi nasip oluyor. Böylece 3 şehidin babası aslında tüm yetimlerin babası haline geliyor" diye konuştu.
Programda Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tatar'a biniş giydirilerek, 'Gazi Üniversitesi Fahri Doktora Belgesi' takdim edildi.
Katliamın yapıldığı Lefkoşa'daki ev müzeleştirilerek, 'Barbarlık Müzesi' ismiyle 1 Ocak 1996 tarihinde ziyaretçilerin hizmetine açıldı. Müze şu an ise tadilatta olup birkaç ay içerisinde açılacak.